12
Ferisiler gibi ikiyüzlü olmayın
(Matta 10:26‑31)
1 Bu arada binlerce insan toplandı. Kalabalıktan neredeyse birbirlerini ezeceklerdi. İsa önce öğrencileriyle konuşmaya başladı. “Ferisilerin mayasından, yani ikiyüzlülükten sakının” dedi. 2 “Açığa çıkarılmayacak üstü kapalı bir şey yoktur. Gizli olan her şey bilinecek. 3 Bunun için karanlıkta söylediğiniz her şey, aydınlıkta anlatılacak, ve kapalı kapılar ardında kulağa fısıldadıklarınız çatılardan duyurulacak.”
4 “Arkadaşlar, size diyorum ki bedeni öldüren ama ondan başka zarar veremeyenlerden korkmayın. 5 Esas kimden korkmanız gerektiğini size söylüyorum. Sizi öldürüp cehenneme atma yetkisi olan Allahʼtan korkun. Evet, size diyorum ki, Oʼndan korkun. 6 Beş serçe kuşu iki bakır paraya*Bakır paraya Assarion adlı para işçinin günde kazandığı denariusun on altıda biridir. Kuruş. satılmıyor mu? Fakat Allah o serçelerin hiçbirini unutmaz. 7 Bakın, saçınızın her teli bile sayılmıştır. Korkmayın, siz birçok serçeden daha değerlisiniz.
8 Size diyorum ki, her kim beni insanların önünde açıkça kabul ederse, İnsan Oğlu da onu Allahʼın melekleri önünde açıkça kabul edecek. 9 Ama kim beni insanların önünde reddederse, o kişi Allahʼın meleklerinin önünde de reddedilecek. 10 İnsan Oğluʼna karşı bir söz söyleyen herkes bağışlanacak. Ama Kutsal Ruhʼa hakaret eden kişi bağışlanmayacak.
11 Sizi toplantı yerlerindeki toplulukların†Toplantı yerlerindeki toplulukların Yahudilerin toplantı yerleri ayrıca dava yeri olarak kullanılırdı., halk liderlerinin ve yetkililerin önüne çıkardıkları zaman, hiç kaygılanmayın. ‘Kendimizi nasıl savunacağız?’ ya da ‘Ne diyeceğiz?’ diye hiç düşünmeyin. 12 Çünkü Kutsal Ruh size o saatte ne söylemeniz lazım olduğunu öğretecek.”
Akılsız zengin adam
13 Kalabalıktan biri gelip İsaʼya, “Öğretmenim, kardeşime söyle de, aile mirasını benimle paylaşsın” dedi.
14 İsa ona şöyle cevap verdi: “Ey adam! Kim beni üzerinize yargıç ya da miras dağıtıcısı yaptı?” 15 Sonra herkese şunu söyledi: “Dikkat edin, kendinizi her türlü açgözlülükten kollayın. Çünkü insanın yaşamı mallarının bolluğuna bağlı değildir.”
16 Sonra İsa onlara bir benzetme anlattı. “Zengin bir adamın toprağı bol ürün vermiş. 17 Kendi kendine düşünmüş: ‘Ne yapacağım? Ürünümü saklayacak yerim yok!’
18 Sonra, ‘Evet’ demiş. ‘Ne yapacağımı biliyorum: ambarlarımı yıkıp daha büyüklerini yapacağım. Bütün buğdayımı ve mallarımı orada saklayacağım. 19 Sonra şöyle diyeceğim, ey canım, şimdi yıllarca yetecek kadar malların var, rahatına bak, ye, iç, hayatın tadını çıkar.’
20 Ama Allah ona şöyle demiş: ‘Ey akılsız adam! Bu gece canın senden istenecek. O zaman biriktirdiğin şeyler kimin olacak?’
21 Kendisine mal biriktiren ama Allahʼın istediği gibi zengin olmayan kişinin durumu budur.”
Allahʼın Krallığıʼnda olanlar kaygılanmamalı
(Matta 6:25‑34)
22 Sonra İsa öğrencilerine şunu söyledi: “Bu yüzden size derim ki, ne yiyeceğiz diye canınızı sıkmayın. Ne giyeceğiz diye de bedeniniz için kaygılanmayın. 23 Çünkü can yiyecekten, beden de giyecekten daha önemlidir. 24 Kargaları düşünün! Ne ekerler, ne de biçerler. Ne kilerleri vardır, ne de ambarları. Yine de Allah onları besler. Siz kuşlardan çok daha değerlisiniz. 25 Hangi biriniz kaygılanarak ömrünü tek bir saat uzatabilir? 26 Madem siz bu kadar küçük bir şey bile yapamıyorsanız, niçin öbür şeyler için kaygılanıyorsunuz?
27 Kırdaki çiçekleri düşünün, nasıl büyürler! Ne iş yaparlar, ne de dikiş dikerler. Fakat size şunu söylüyorum: Kral Süleyman gösterişli hayat yaşadı. Ama o bile, bu çiçeklerden biri kadar güzel giyinmemişti. 28 Otlar bir gün çayırda büyür, ertesi gün fırına atılır. Ey siz imanı az olanlar! Allah otları bile öyle giydiriyorsa, mutlaka sizi de giydirecek, öyle değil mi? 29 Yiyeceğimizi ve içeceğimizi nasıl sağlayacağız diye düşünüp endişelenmeyin. 30 Çünkü dünyanın bütün milletleri hep böyle şeylerin peşindeler. Fakat göksel Babanız bunlara muhtaç olduğunuzu biliyor. 31 Sizler ise Allahʼın Krallığıʼna önem verin. O zaman size bu şeyler de verilecek.
32 Korkmayın, ey küçük sürü. Çünkü göksel Babanız sizi krallığına kavuşturmayı uygun gördü. 33 Mallarınızı satın, parasını fakirlere verin. Eskimeyen keseler alın. Gökte hiç eksilmeyen bir servet toplayın. Oraya hırsız giremez, böcek de yiyip bitiremez. 34 Çünkü servetiniz neredeyse, yüreğiniz de orada olacak.
Efendimizʼin gelmesine hazır olun!
(Matta 10:34‑36; 24:42‑51; Markos 10:38; 13:34‑36)
35 Kemerleriniz bellerinizde bağlı olsun, lambalarınız ise yanar olsun. 36 Düğünden eve dönecek olan efendilerini bekleyen adamlar gibi olun. Efendileri gelip kapıyı çaldığında, ona kapıyı hemen açarlar. 37 Efendileri geldiğinde uyanık bulduğu hizmetkârlara ne mutlu. Size doğrusunu söylüyorum: O efendi beline önlük takıp onları sofraya oturtacak ve gelip onlara hizmet edecek. 38 Efendi ister gece yarısı, ister daha geç vakitte gelsin, uyanık bulacağı kölelere ne mutlu! 39 Ama şunu bilin: Eğer ev sahibi hırsızın hangi saatte geleceğini bilseydi, evinin soyulmasına izin vermezdi. 40 Siz de hazır olun. Çünkü İnsan Oğlu beklemediğiniz saatte gelecek.”
41 Petrus şöyle sordu: “Efendimiz, bu benzetmeyi sadece bize mi, yoksa herkese mi anlatıyorsun?”
42 Rab İsa da şöyle dedi: “Sadık ve akıllı yönetici kimdir ki efendisi onu ev halkının başına getirir, yiyeceklerini zamanında vermesini buyurur? 43 Efendisinin eve döndüğünde işinin başında bulacağı o köleye ne mutlu! 44 Size doğrusunu söylüyorum: efendisi bu köleyi sahip olduğu bütün malın ve mülkün başına koyacak. 45 Ama diyelim ki, o köle içinden, ‘Efendimin gelmesine daha çok vakit var,’ der. Bunun üzerine öbür erkek ve kadın hizmetkârları dövüp, yemeye, içmeye ve sarhoş olmaya başlar. 46 O zaman efendisi, kölenin hiç beklemediği bir gün, hiç bilmediği bir saatte gelecek. Onu şiddetle cezalandıracak, sadık olmayan kişilerle bir tutacak.
47 Efendisinin isteğini bilip de hazırlık yapmayan ve onun istediğini yerine getirmeyen köle çok dayak yiyecek. 48 Fakat bir köle efendisinin isteğini bilmeden dayağı hak eden şeyler yapmışsa, o zaman az dayak yiyecek. Kime çok şey verilmişse, ondan çok istenecek. Kime çok şey emanet edilmişse, ondan daha fazlası istenecek.”
İsa barış değil, ayrılık getiriyor
49 “Ben dünyaya ateş yağdırmaya geldim. Keşke o ateş daha şimdiden alevlenmiş olsaydı. 50 Suya vaftiz edilen bir insan gibi acılara batırılıp çıkarılmam lazım. Bu iş tamamlanıncaya kadar nasıl da sıkıntı içindeyim. 51 Ne sanıyorsunuz, dünyaya barış mı getirmeye geldim? Hayır, aslında ayrılık getirmeye geldim. 52 Çünkü bundan sonra beş kişilik bir hane, ikiye karşı üç ve üçe karşı iki olarak bölünecek. 53 Baba oğluna, oğul da babasına karşı gelecek. Kız annesine ve anne kızına karşı gelecek. Kaynana geline, gelin de kaynanasına karşı gelecek.”
Zamanları anlamak
(Matta 5:25‑26; 16:2‑3)
54 İsa halka şunu da söyledi: “Batıdan bir bulutun yükseldiğini görünce, hemen ‘Yağmur geliyor’ dersiniz, ve yağmur yağmaya başlar. 55 Rüzgarın güneyden estiğini görünce, hemen ‘Sıcak bir gün olacak’ dersiniz, ve öyle olur. 56 Sizi ikiyüzlüler sizi! Yeryüzünün ve gökyüzünün görünüşünden ne güzel anlam çıkarabiliyorsunuz! Ama niçin şimdiki zamanda olup bitenlerden bir anlam çıkaramıyorsunuz?
57 Neden neyin doğru olduğuna kendi kendinize karar vermiyorsunuz? 58 Meselâ senden davacı olan kişiyle sorgu yargıcına giderken, yolda davacıyla anlaşmaya bak. Yoksa o seni yargıcın önüne sürükleyecek ve yargıç seni gardiyanın eline teslim edecek, o da seni hapishaneye atacak. 59 Sana şunu söylüyorum: borcunu son kuruşuna kadar ödemeden oradan çıkamazsın.”